#110
Автор: Letspeakturkish
Загружено: 2025-11-09
Просмотров: 120
Описание:
Herkese merhaba, Ben Hasan.Orta seviyede Türkçe bilen Yabancıllar için açmış olduğum Letspeakturkish kanalına hoş geldiniz. Amacım Türkçe olarak dinlediğiniz bir konuda anlama kapasitenizi arttırmak ve kelime dağarcığınızı zenginleştirmek. Kanalıma hala abone olmadıysanız ücretsiz bir şekilde abone olabileceğinizi hatırlatmak isterim. Şimdi hazırsanız yeni bir bölüme başlayalım isterseniz. Bugün Filozof imparator Marcus Aurelius hakkında konuşacağız, belki aranızdan bazıları bu ismi ilk defa duyuyor olabilirsiniz. Endişe etmeyin, eğer felsefeye ve tarihe ilgili değilseniz bu ismi duymamış olmanız çok normal. Eğer özellikle felsefeye biraz ilginiz var ise iste bu bölüm tam size göre. Hadi lafı fazla uzatmadan yeni bir bölüme başlayalım isterseniz.
Marcus Aurelius, Roma’nın “Beş İyi İmparatoru” olarak bilinen dönemin son hükümdarıdır. Küçük yaşta imparator Hadrian tarafından fark edilmiş ve eğitim alması sağlanmıştır. 161 yılında üvey kardeşi Lucius Verus ile birlikte imparator olmuştur; Verus’un ölümünden sonra ise tek başına hüküm sürmüştür. Marcus Aurelius’un yaşadığı zamanlardan günümüze neredeyse 2000 yıl geçti, Buna rağmen dünya çapında milyonlarca insan, kendilerini 2. yüzyıldan bir adamın sözlerine yönelirken buluyorlar, peki ama neden? Son Felsefi düşüncelerinin yer aldığı kendime düşünceler adlı kitabı son yıllarda büyük bir patlama yaşadı aslında. 2012'de sadece 16.000 olan satışlar, rakamların açıklandığı son yıl olan 2019'da 100.000'in üzerine çıktı. Twitter, Instagram ve Tik Tok’ta paylaşılan çok sayıda gönderi ve videoya bakılırsa bu sayı 2025 yılında muhtemelen çok daha yüksek olacaktır. İlginç olan şey, şu anda en çok satan kitap olan Kendime düşüncelerin bir kitap olarak yazılmamış olmasıdır. Kamuya açık bir kitap olarak tasarlanmamıştı aslında. Tamamen Marcus Aurelius'un kendisine yazdığı notlardı bunlar. Yazarın ölümünden 1400 yıl sonra, yani 16. yüzyılda yayınlanarak kamuya açık hale getirildi. Şimdi, Marcus Aurelius'un felsefesine geçmeden önce, bu adam hakkında biraz daha bilgi vereyim isterseniz. 26 Nisan 121 senesinde, en azından Romalılar için nispeten barışçıl bir dönemde doğdu. 40. yaş gününden kısa bir süre önce imparator oldu ve bu imparatorluğa geçişi sürpriz olmadı aslında, çünkü gençliğinden beri bu göreve hazırlanmıştı kendisi. Roma imparatorları hakkında bazı şeyleri biliyorsanız, bu gücün onlara sunduğu cazibelere direnmeyi başaranların çok az kişi olduğunu tahmin edebilirsiniz. Tiberius, Caligula ve Nero, Roma'nın gücüyle tamamen yozlaşmış ve gerçekten korkunç şeyler yapmış imparatorlardı. Ancak Marcus Aurelius çok farklıydı. Seçtiği yol, her şeyden önce erdemli bir hayat sürmek için çaba göstermenin sadeliğiydi. Tarihsel kayıtlardan, Marcus Aurelius'un iyi bir adam olarak kabul edildiğini biliyoruz aslında. Marcus Aurelius, modern bir filozof olarak bilinse de hayatında bir filozof değil, bir imparatordu. Kendime düşünceler, Marcus Aurelius'un kendisine yazdığı kişisel notlardı, bir tür günlük gibiydi, ancak “Bugün şunu yaptım” gibi ifadeler yoktu içerisinde. Daha çok, nasıl insan olunacağına ve hayatın amacının gerçekte ne olduğuna dair kendi anlatımıydı, bu da ona alışılmadık bir özgünlük kazandırıyordu. Aurelius kimseyi etkilemeye çalışmıyordu, tartışmaya ya da karmaşık felsefi argümanlar ortaya koymaya çalışmıyordu, bu düşünceleri tek bir kişi için yazıyordu, sadece kendisi için. Bu kitabı okumadıysanız, kitabın oldukça kısa ve okunması kolay olduğunu belirtmek istiyorum. Şimdi bu kitaplarda bulabileceğiniz beş ana fikir ve temayı birlikte inceleyelim isterseniz. Bu kitaptaki ilk ve belki de en önemli fikir, hayatta neleri kontrol edebileceğiniz, neleri kontrol edemeyeceğiniz ve bunun davranışlarınızı nasıl etkilemesi gerektiği ile ilgilidir. Aurelius, dış olayların kontrolümüz dışında olduğunu yazıyor. Ve bu nedenle, dünyanın diğer ucunda bir tsunami olsa da bir yabancı size hakaret etse de ya da bir arı sizi soksa da sinirlenmenin ya da üzülmenin bir anlamı yoktur aslında. Çünkü bu olaylar üzerinde hiçbir kontrolünüz yoktur, bunlar sizin etki alanınızın dışındadır ve bunlar hakkında endişelenmek size gereksiz sıkıntı verebilir. Bunun yerine odaklanmanız gereken şey, kontrol edebileceğiniz şeylerdir: eylemleriniz, davranışlarınız ve dış olaylara karşı tepkilerinizi kontrol edebilirsiniz mesela. Ve eğer zaten olmuş bir şey hakkında hiçbir şey yapamıyorsanız, bunun için endişelenmenin bir anlamı da yoktur aslında. Bu kitaptaki ikinci fikir, doğaya göre yaşamanın önemi hakkındadır. Bu, doğaya çıkıp çubuklardan bir ev kurmak anlamına gelm
Повторяем попытку...
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео
-
Информация по загрузке: