Allah'ın Huzurunda Utanma Vardır! (Münir Derman (k.s.))

Описание: Namaz vakitle farzdır. Allah Teâlâ namazı gelişigüzel bir ibadet kılmadı. Kur’ân-ı Kerîm açıkça buyurur:
“Şüphesiz namaz, mü’minler üzerine vakitleri belirlenmiş bir farzdır.”
(Nisâ Sûresi, 103 – kitâben mevkûtâ)

İkindi vakti, insan ömrünün tam ortasına benzer. Ne sabahın masumiyeti vardır onda, ne gecenin teslimiyeti… İşte bu yüzden Rasûlullah ﷺ ikindi namazı hakkında özel ikazlarda bulunmuştur.
Bir hadîs-i şerîfte buyurur ki:
“İkindi namazını terk edenin ameli boşa gitmiştir.”
(Buhârî)

Ama evladım, bu iş sadece ceza meselesi değildir. Hocamızın işaret ettiği gibi burada asıl mesele utanmadır.
Cezâ yok diye sevinme… Çünkü utanma, bazen cehennem ateşinden daha yakıcıdır.

Kur’ân’da kıyamet sahnesi anlatılırken inkâr edenlerin feryadı bize bunu haber verir:
“Yâ leytenî kuntu turâbâ – Keşke toprak olsaydım!”
(Nebe’, 40)

Bu söz “toprak olmayı istemek” değildir evladım. Bu söz, emanet yükünü taşıyamamanın utancıdır. İnsan olmak, kul olmak, secdeyle muhatap olmak… İşte bundan utanırlar. Çünkü kul olmanın şerefini dünyada taşıyamamışlardır.

Hocamız derdi ki:

“İkindi namazını geçiren adamın cezası yoktur; ama Allah’ın huzurunda başını kaldıramaz.”

İmam-ı Gazâlî Hazretleri de şöyle buyurur:

“Namazın hakikati, kulun Rabbine yönelmesidir. Vakti kaçırmak, yönünü kaybetmektir.”

Evladım, Allah zamana muhtaç değildir. Biz zamana muhtacız. Vakit, Allah’ın kula açtığı bir kapıdır. Kapı kapanınca anahtar elde kalır ama kilit yoktur. Namaz vakti geçince, geriye sadece pişmanlık kalır.

İkindi, gündüzün akşamla imtihanıdır. Onu muhafaza eden, farkında olmadan ahlâkını muhafaza eder. Rasûlullah ﷺ boşuna buyurmadı:
“Namazı ve özellikle orta namazı (ikindiyi) koruyun.”
(Bakara, 238)

Evladım, bu video bize şunu hatırlatıyor:
Namaz bir alışkanlık değil, bir huzur duruşudur.
Vakit bir saat meselesi değil, emanet meselesidir.
Ve bazen Allah kulunu cezayla değil, utanmayla terbiye eder.

Allah bizi, vaktinde secde edenlerden, huzuruna başı dik değil ama yüzü ak varanlardan eylesin.

Âmin.